8 Ağustos 2015 Cumartesi

Ver elini Moskova 2

Moskova maceramın ikinci yazısı daha çok nerelere gittim nereleri gördüm nerelere bayıldığım hakkında ve bol bol resimle dolu olacak :)



İlk önce söylemeliyim ki şehir çok güzel ve temiz. Biz daha çok merkezdeki yerleri gördük metro haritasındaki o yüzüğün dışına çıkmadık belki ondandır belki de tamamı böyledir bilemiyorum ama her yer sanat eseri gibi tüm binalara bakarken bir mutlu oluyor insan :)

Öncelikli olarak şehre yeni gelen herkesin ilk durağı Kızıl Meydan oluyor. Gerek Kremlin gerek Aziz Vasil Katedrali gerekse devasa alışveriş merkezi olan GUM kendine çekiyor insanı. Tabii buraya gelmişken Lenin'in mozolesini görmemek olmaz ama giriş saatleri çok kısıtlı önceden araştırıp gitmenizde fayda var derim :)

 

Kızıl meydan dışında sanırım vaktimin çoğunu park bahçe gezerek geçirdim:) Gerek ortam olsun gerek ağaçları gölleri olsun tüm parklara hayran kaldım diyebilirim ama kesinlikle benim favorim Gorky Park. tüm parklar çok büyük ve genelde herkes ya bisiklet sürüyor ya paten kayıyor maalesef ben hiçbirini beceremediğim için hiçbirini kiralayamadım ve yürüyerek gezmek zorunda kaldım her yeri.



 



Parkların ya da yolların kenarında ya da metronun altında mutlaka karşınıza bir sokak sanatçısı çıkıyor. Müzik şehrin her yerinde var diyebilirim. Hatta insanlar sokaklarda toplanıp yoga yapıyor ya da dans edebiliyorlar.

Parklar bahçeler dışında bol bol katedral kilise gezme fırsatım oldu ve kesinlikle Kurtarıcı İsa kilisesine bayıldım. İçeri girerken şortla girmeye izin yok biraz sıkı bir denetimden geçiyorsunuz ve kesinlikle fotoğraf çekemiyorsunuz ama içeri girince tüm bu sıkı denetime değiyor çünkü içerisi sanat eseri gibi. Çok yüksek bir kubbesi var ve her yer resimlerle süslü.






Buna ek olarak tabii ki Nazım Hikmet'in mezarının olduğu mezarlığı gezmeye de gittim ve çok şaşırdım çünkü zenginlerin ve önemli kişilerin kendilerine ait heykelleri kocaman alanları varken tanınmayanların mezarları duvara asılmış bir anıttan ibaret sadece. Ayrıca içeride Çehov'dan Mayakovsky'e kadar bir çok ünlü isim de burada yatıyor.

 

 


Son olarak eğer hediyelik eşya alacaksanız tabii ki İzmailova pazarına gideceksiniz. Burada bol bol matruşka, kalpak, eski Rus asker şapkaları, anahtarlık, buzdolabı magneti, shot bardağı, içki matarası, sigara tablası kısacası üzerinde Sscb amblemi olan bir sürü şey bulabilirsiniz :)

7 Ağustos 2015 Cuma

Ver elini Moskova

Merhabalar merhabalar :) bu yazıyı sizlere birkaç gün önce soğuktan üşüyüp kazakla ortalarda dolaşırken şu an Ankara'nın sıcağında kendinden geçmenin verdiği şokla yazıyorum :) Sanırım uzun bir yazı dizisi olacak çünkü anlatmak istediğim çok fazla anı çok fazla kahkaha var hafızamda :)



Öncelikle konuyu bilmeyenler için güzel bir giriş yapmak istiyorum. Yaklaşık bir aydır Moskova Devlet Üniversitesinde okulumun anlaşması sayesinde dil eğitimi görüyor(dum)um. Şu an Ankara'ya dönmüş bulunmaktayım ve hemen geri dönmek istiyorum çünkü deli gibi bir sıcak var buralarda ve insana evde oturmaktan başka bir seçenek sunmuyor :( 





Moskova'ya ilk gittiğim gün büyük bir şok oldu benim için çünkü ailemden ve yurttan ilk defa ayrılıyordum ve kalacağımız yerin koşulları gerçekten çok kötü durumdaydı. Hatta bazı arkadaşlarımız dayanamayıp ertesi gün Türkiye2ye döndüler. Ama zamanla kokusuna, pisliğine, tüm zorluğuna ve Çinli oda arkadaşıma rağmen alışıp ev bildim yurt odamı :)

29 gün kaldım ve yaklaşık 16 gün ders gördük tabii ki pek iyi bir öğrenci olmadığım için tüm derslere katılmak yerine daha fazla uyuma ve gezme seçeneklerini değerlendirdim :) Çok gezdim, çok gördüm, çok öğrendim ve çok sevdim Moskovayı.



Gezmesi görmesi güzeldi de ilk zamanlar açlık çok zorladı bizleri. Özellikle benim gibi domuz yememeye özen gösterenler için  tavuk ve balık en sağlam seçenek çünkü diğer ürünlerde katkı olarak kullanılıyor domuz eti. Onun dışında Rus mutfağı resmen ölmüş diyorum ve başka yorum yapmıyorum sizlere çünkü gittiğim süre boyunca doydum dediğim zamanlar bir elin parmaklarını geçmez onlar da genelde İtalyan restoranı ya da Türkiye'de de bulunan çeşitli hamburger markaları sayesinde oldu. Ama Rus mutfağını öğrenmek istiyorum diyorsanız my-my (mu-mu) denilen ve her yerde karşınıza çıkan restoranları deneyebilirsiniz ortalama bir fiyat ve ortalama bir lezzete sahip.



İkinci zorlandığım konu su meselesi oldu çünkü suların tadı gerçekten çok kötü kaldığım süre boyunca toplam 2 litre su içmemişimdir sanırım. Su eksiğimi her yemeğin yanında tüketilen komposto ya da gazlı içeceklerle gidermeye çalıştım :( Ayrıca birayı 1 liraya alabiliyorken suya 3 4 lira para vermek çok koyuyor insana:)



Bu yazıda son olarak bahsedeceğim şey ise alışveriş konusu olacak. Alışveriş merkezlerine girdiğiniz zaman pek fazla R
us markası göremeyeceksiniz bu sebeple çoğu ürün Türkiyeyle aynı fiyatta ya da daha pahalı bu durum da bizim her gördüğümüzü almamıza engel oldu:( Aynı şey kozmetik ürünleri için de geçerli. Türkiye'de olan markalar Türkiyeyle aynı fiyatta ya da daha pahalı. Kozmetikçilere girdiğiniz zaman dört bir yanınızı Diorlar, Chaneller, Yve Saint Laurentler kaplıyor ve kendinizden geçiyorsunuz. Yurdumuzun yakınında bulunan marketten topladığım yüz temizleyicileri ve maskeleri saymazsak fiyatlarından dolayı pek fazla kozmetik alışverişi yapamadım maalesef:)



Bu yazımı burada sonlandırıp gezip gördüğüm yerleri bir sonraki yazıma saklıyorum hepinize iyi okumalar :)

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Herbaderm Vücut Beyazlatıcı Krem

Herkese günaydııııın :) Havalar ısındı yaz geldi herkes bir mutlu bi enerjik aman ne güzel! :) Madem havalar ısındı yaz geldi öyleyse bikini hazırlıklarına iyice hız vermemiz gerek :) Ben de bunun için sizlere Herbaderm Vücut Beyazlatıcı Krem'i tanıtmak istedim.


Yazın gerek bikiniler mayolar olsun gerek kısa kollu askılı kıyafetler yada kısacık etekler giyecekler için  koyulaşmış diz/dirsek, koltuk altı, bikini bölgesi tam bir kabus sebebi olabiliyor maalesef. Aslında böyle bir giriş yapıp hepinize umut verdiğimin farkındayım fakat ben bu üründen hiç memnun kalmadım :( Daha doğrusu bir verim alamadım :(

Ürünü günde iki kez sabah ve akşam olarak düzenli kullanmak gerekiyor. Genelde hiçbir şeyi düzenli kullanamayan ben gayet büyük bir hevesle uzun süre düzenli kulandım. Fakat bir renk değişikliği bulamadım tenimde :(

Hoş bir çiçek kokusuna sahip olan kremin yapısını da çok sevdim diyemem. Y
apışkan bir his bırakıyor ciltte ve bu durum gün içersinde sizleri rahatsız edebilir.

Bu konuda bana vereceğiniz güzel bir öneriniz varsa beklemedeyim :) Ayrıca araştırmalarıma devam edip gelişmelerden sizleri de haberdar edeceğim :)